Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünya çapında ortalama 19 milyon 300 bin olan kanserli hasta sayısının 2040’ta 30 milyonu bulması bekleniyor. Sağlık Bakanlığı verileri ise Türkiye’de her yıl ortalama 163 bin kişiye kanser tanısı konduğunu gösteriyor.
Dünya genelinde yaklaşık her 6 ölümden biri, ülkemizde ise her 5 ölümden biri kanser nedeniyle gerçekleşmektedir. Gün geçtikçe artış gösteren kanser için ise tedavi yöntemlerinin yanı sıra beslenmenin de önemine vurgu yapılıyor.
Pişirme hataları çoğunlukla ülkelerin geleneksel mutfaklarında yapılıyor. Tütsüleme, ızgara, barbekü ve kızartma yöntemleri yapılan pişirme hatalarıdır.
Zararlı olan pişirme yöntemlerinin toplum beslenmelerinde daha çok lezzetli olarak algılanıyor. Dünyada et çok fazla tüketiliyor. Eti hangi ısıda pişirirsek pişirelim birtakım aminler oluşuyor.
Yemeğin pişirme süresine ve ısısına dikkat edilmediği zaman akrilamid oluşumuna sebep oluyor. Bu da vücutta ciddi bir kanserojen etki oluşturarak kansere sebep oluyor.
Doğadan gelen ürünün beslenmede problem yaratmaması için ürünlere az müdahale etmemiz gerekiyor. Eğer bir ürün çiğ olarak tüketilebiliyorsa çiğ tüketilmelidir.
Eğer ürünün pişirilmesi isteniyorsa; buharda, haşlama, fırında, kendi suyunda ve güveçte pişirme teknikleri kullanılmalıdır. Isı kaynağına çok yakın pişirilen ürünler daha çabuk yanmasına sebep oluyor.
Yanmış tat ve koku hoşumuza gidiyor olabilir ama bu kanser oluşumunu hızlandırıyor. Ete yapılan marinad işlemi bazen etin daha çabuk yanmasına neden olur.